Herkese Merhaba. Bu yazı #ŞehrimiGeziyorum isimli yazı serisinin ilk yazısı olan Bursa Ulu Camii ve Tarihi Hanlar Bölgesi hakkında. Yüzyıllardır Bursa'da yaşayan bir ailenin ferdi olarak Bursa'da her gün yepyeni bir yer keşfetmem ve yeni şeyler öğrenmem beni üzüyor. Bursa çok büyük ve çok eski tarihlerden beri aktif yaşam bulunan bir şehir.
Bursa'yı seviyorum çünkü;
Bursa'da aynı gün içerisinde Mudanya'da sıcacık denizde yüzüp Uludağ'a çıkıp kayak yapmak mümkün. Onlarca Tarihi Han'ın içerisinde istediğiniz her ürünü tüm fiyat aralığında bulabilirsiniz. Bursa'da otomotiv ve sanayi çok gelişmiştir. Çok yoğun bir iş kolu olarak 3-4 adet sanayi bölgesi bulunuyor Bursa'da.
Uludağ'da hala hiç ayak basılmamış ormanlar ve hiç görülmemiş mağaralara rastlayabilirsiniz. Uludağ Türkiye'nin en aktif hizmet bulunan dağlarından biridir. Yılın 280 günü Uludağ'da kar görebilirsiniz.
Bursa Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkentidir. Osmanlı'nın ilk yapısı olan Balabanbey kalesi Bursa'dadır. Türkiye'de ve Türk tarihinde ilk kez insanların toplu olarak şehirler arası yolcu taşımacılığı 1926 yılında Bursa'da başlamıştır. Bugünkü plaza tipi alışveriş merkezlerinin temelini oluşturan ilk katlı çarşı Balibey Han Bursa'dadır. Türkiye'nin ilk modern organize sanayi bölgesi 6 Kasım 1966 yılında Bursa'da kurulmuştur. Osmanlı’da “atıcılık” ve “binicilik” sporlarının yapıldığı yer olarak tarihe geçen ilk spor alanı ise yine o tarihlerden kalan ismiyle Bursa’daki Atıcılar mahallesidir. Osmanlı'nın ilk üniversitesi olan Orhaniye Medreseleri İznik'te kurulmuştur. Dünyadaki ilk çarşılı köprü 1442'de Bursa'da yaptırılan Irgandı Köprüsü'dür. İriliği ve lezzetiyle bilinen Napolyon kirazı Bursa'dan yayıldı. Eğlenceleriyle ünlü Arap Şükrü Sokağı'nda her 5 metrede bir üzerilerinde Bursalı ünlü sanatçıların adlarının yazılı olduğu plakalar yerleştirilmiştir. Ülkemizdeki ilk kadın grevi Bursa'da yapıldı. Dünyadaki ilk hayvan hastanesi 19. yüzyılda Bursa'da kurulmuştur.
Bu bilgilerden bir çoğunu ben bile ilk kez duyuyorum. Şehrimin her adımında farklı bir tarihi değer mevcut. Sizinle beraber ben de bu seride Bursa'yı keşefedeceğim ve sizlere tüm güzelliği ve gerçekliğiyle Bursa'yı anlatacağım.
Bugün sizlere bahsedeceğim Ulu Cami ve Hanlar Bölgesinin üstten bir fotoğrafı.
Bu gördüğünüz hanların çevresinde de küçüklü büyüklü onlarca han bulunuyor. Hepsini bir yazıda anlatmaya gücüm yetmez ama kısa kısa en popülerlerinden bahsetmek isterim.
Demirciler Çarşısı
Bat Pazarı ile Kayhan Çarşısı arasında yer alan Demirciler Çarşısı, tarihte olduğu gibi bu günde, ihtisaslaştığı alanda çizgisini bozmadan üretimine devam eden ender çarşılardandır. Bu çarşıda halen devamlı çekiç seslerinden oluşan madeni musikî duymak mümkündür.
Çancılar Çarşısı
Çarşının, kurulduğu ilk dönemlerde, hayvanlara takılan çanların üretiminin yapıldığı bir yer olması nedeniyle bu adla anıldığı bilinmektedir. Yine bir dönem çarşı urgancılara ait dükkanların bulunması nedeniyle urgancılar çarşısı olarak ta anılmış. Bu gün ise daha çok tahta günlük kullanım eşyalarının satıldığı dükkanların bulunduğu bir çarşıdır.
Okçular Çarşısı
Osmanlı Devletinin kurulduğu ilk yıllarda orduya gerekli olan silahların üretildiği bir çarşı olarak kurulduğu ve adını da buradan almış olabileceği düşünülmektedir. Çarşıda önceleri ok, bıçak, ve kılıç yapıldığı ancak tarihsel süreç içerisinde devrin çağdaş silahı olan tüfek yapımı ve tamirinin de bu çarşıda yapıldığı bilinmektedir. Silah yapım ve tamiri dışında çarşıda çıkrıkçılık da giderek yaygınlaşmıştır.
18. ve 19. yüzyılda ise çarşı büyük ölçüde ayakkabı üreten ve satılan bir yer olmuştur. Bugün çarşıda daha çok konfeksiyon ürünleri satılmaktadır.
Eski Aynalı Çarşı (Orhan Hamamı)
Orhan Gazi’nin Hisar dışında kurduğu Külliyenin hamamı olan yapı, aynı zamanda şehrin ilk çarşı hamamıdır. Yapım tarihi olarak Orhan Camii’nin de yapım tarihi olan 1339 yılı kabul edilmektedir. Çifte Hamam özelliğine sahip yapı, 16. yüzyıla kadar çarşının ihtiyacını karşılarken, 1584’te meydana gelen yangında büyük hasar görmüştür.
Yapılan onarımlar sonrasında kadınlar kısmı hamam, erkekler kısmı ise kahve olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1958 Çarşı yangınından sonrada onarım gören yapı, bu gün Bursa’nın simgeleri haline gelmiş bazı turistik ürünlerin satıldığı bir çarşı olarak işlev kazanmıştır.
Bakırcılar Çarşısı
Bursa'yı seviyorum çünkü;
Bursa'da aynı gün içerisinde Mudanya'da sıcacık denizde yüzüp Uludağ'a çıkıp kayak yapmak mümkün. Onlarca Tarihi Han'ın içerisinde istediğiniz her ürünü tüm fiyat aralığında bulabilirsiniz. Bursa'da otomotiv ve sanayi çok gelişmiştir. Çok yoğun bir iş kolu olarak 3-4 adet sanayi bölgesi bulunuyor Bursa'da.
Bursa Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkentidir. Osmanlı'nın ilk yapısı olan Balabanbey kalesi Bursa'dadır. Türkiye'de ve Türk tarihinde ilk kez insanların toplu olarak şehirler arası yolcu taşımacılığı 1926 yılında Bursa'da başlamıştır. Bugünkü plaza tipi alışveriş merkezlerinin temelini oluşturan ilk katlı çarşı Balibey Han Bursa'dadır. Türkiye'nin ilk modern organize sanayi bölgesi 6 Kasım 1966 yılında Bursa'da kurulmuştur. Osmanlı’da “atıcılık” ve “binicilik” sporlarının yapıldığı yer olarak tarihe geçen ilk spor alanı ise yine o tarihlerden kalan ismiyle Bursa’daki Atıcılar mahallesidir. Osmanlı'nın ilk üniversitesi olan Orhaniye Medreseleri İznik'te kurulmuştur. Dünyadaki ilk çarşılı köprü 1442'de Bursa'da yaptırılan Irgandı Köprüsü'dür. İriliği ve lezzetiyle bilinen Napolyon kirazı Bursa'dan yayıldı. Eğlenceleriyle ünlü Arap Şükrü Sokağı'nda her 5 metrede bir üzerilerinde Bursalı ünlü sanatçıların adlarının yazılı olduğu plakalar yerleştirilmiştir. Ülkemizdeki ilk kadın grevi Bursa'da yapıldı. Dünyadaki ilk hayvan hastanesi 19. yüzyılda Bursa'da kurulmuştur.
Bugün sizlere bahsedeceğim Ulu Cami ve Hanlar Bölgesinin üstten bir fotoğrafı.
Bu gördüğünüz hanların çevresinde de küçüklü büyüklü onlarca han bulunuyor. Hepsini bir yazıda anlatmaya gücüm yetmez ama kısa kısa en popülerlerinden bahsetmek isterim.
Demirciler Çarşısı
Çancılar Çarşısı
Okçular Çarşısı
18. ve 19. yüzyılda ise çarşı büyük ölçüde ayakkabı üreten ve satılan bir yer olmuştur. Bugün çarşıda daha çok konfeksiyon ürünleri satılmaktadır.
Eski Aynalı Çarşı (Orhan Hamamı)
Yapılan onarımlar sonrasında kadınlar kısmı hamam, erkekler kısmı ise kahve olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1958 Çarşı yangınından sonrada onarım gören yapı, bu gün Bursa’nın simgeleri haline gelmiş bazı turistik ürünlerin satıldığı bir çarşı olarak işlev kazanmıştır.
Bakırcılar Çarşısı
Bursa’da etraflarındaki esnaf sûkları ile bir bütünlük gösteren ve çevresine adını veren çarşılarımızdan biri Bakırcılar Çarşısı’dır. Han-ı Cedid (Prinç Hanı)’in bulunduğu, Uzun Çarşı çevresinde yer almaktadır. Bakırcı esnafının 1620’de Bursa’da Bit Pazarı ve Gelincik Çarşısı’nda alışveriş edip, her zaman bu çarşılara yayılıp eski ve yeni bakır sattıkları Bursa sicil kayıtlarında belirtilmektedir. Bir dönem torna atölyeleri bu çarşıda yer almıştır. 1958 yangınında çok zarar gören çarşı yangın sonrasında yeniden yapılmıştır. Günümüzde tekstil ağırlıklı ticaret yapılmaktadır.
Uzun Çarşı
Kapalı çarşının 15. yüzyılın ilk yarısında Uzun Çarşı olarak adlandırıldığı anlaşılmaktadır.Uzun Çarşı aksının zamanla kuzey ve güneyinde, hanlara sırtlarını dayamış küçük işyerleri kurulmuştur. Bu çarşıda sırasıyla elbiseciler, şekerciler, ayakkabıcılar ve bıçakçıların yer aldığı bilinmektedir. Gayrimenkullerin açık artırma usulüyle satılması Sûk-i Sultani olarak da adlandırılan bu çarşıda gerçekleştirilmiştir.
Evliya Çelebi, Uzun Çarşı’da 9.000 dükkanın bulunduğunu belirtmiştir. Kapalıçarşı’yı anlattıktan sonra, Uzun Çarşı’dan söz ettiği için, o dönemlerde çarşının üstünün açık olduğu anlaşılmaktadır. Kapalıçarşı’nın devamında yer alan Koza Han’ın kuzey kapısından doğuya Bat Pazarı’na doğru uzanan Uzun Çarşı’nın üstü günümüzde yeniden örtülmüştür. Çarşıda ağırlıklı olarak tekstil ticareti yapılmaktadır.
Kapalı Çarşı
Bursa çarşısının en eski bölümünü oluşturan Uzun Çarşı, Emir Han’ın kuzeyinde yer alan dükkanlar ile oluşmaya başlamıştır. Eski belgelerden günümüzdeki kapalıçarşının 15. yüzyılın ilk yarısında Uzun Çarşı olarak adlandırıldığı anlaşılmaktadır. Uzun Çarşı aksının zamanla kuzey ve güneyinde, hanlara sırtlarını dayamış küçük işyerleri kurulmuştur.
Bu çarşıda sırasıyla elbiseciler, şekerciler, ayakkabıcılar ve bıçakçıların yer aldığı bilinmektedir. Gayrimenkullerin açık artırma usulüyle satılması Sûk-i Sultani olarak da adlandırılan bu çarşıda gerçekleştirilmiştir. Bugün de keyif alarak gezebilecek aynı zamanda alışveriş veriş yapabileceğimiz, ağırlıklı olarak kuyumcu esnafına ait dükkanların bulunduğu bir çarşı olarak hizmet vermektedir.
Bali Bey Hanı
Hamza Bey’in oğlu Bali Bey tarafından Yenişehir’deki mescit ve imaretine gelir getirmek amacıyla yaptırılmıştır. Bursa’da üç katlı olarak yapılan tek handır. Hanın Kırkmerdiven’e bitişik ve giriş kapısının dik olduğu, gelen yaylı arabaların hanın yüksekte olan avlusuna dik bir yoldan zorlanarak ulaştıkları bilinmektedir.
Günümüzde el sanatları çarşısı, restoran ve yeme-içme amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Pirinç Han
II. Bayezid tarafından 1490 yılında başlanıp, 1508 yılında bitirilmiştir. II. Bayezid’in İstanbul’daki cami ve imaretine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Yabancı tüccarların 19. yüzyıl öncesinde Pirinç Han’da konakladıkları bilinmektedir.Yapı, Bursa’ya gelen yabancı tüccarların en fazla uğradığı hanlardan biri olmuştur. Hanın kuzeyi çapraz olarak, Cumhuriyet Caddesi’nin açılması sırasında yıkılmıştır. Günümüzde hanın zemin katında yeme-içme, üst katında da ağırlıklı olarak kitap satışı yapılmaktadır.
Koza Han
Koza Han (Yeni Han, Han-ı Cedid, Simkeş Han, Sırmakeş Han, Acem Han, Beylik Han, Yeni Kervansaray), II. Bayezid tarafından 1490 yılında İstanbul’daki cami ve imaretine gelir getirmesi amacıyla yaptırılmıştır. Yeni Han, Han-ı Cedid, Han-ı Cedid-i Evvel-Pirinç Han’ın yapılmasından sonra Han-ı Cedid-i Amire, Yeni Kervansaray, Beylik Han, Beylik Kervansaray, Simkeş Han, Sırmakeş Han, Koza Han adlarını almıştır.
Koza Han, uzun süre boyunca devletin ticaretle ilgili görevlilerinin ticaret işlerini yürütmek üzere yerleştiği bir han olarak önemini korumuştur. Günümüzde handa yerli ve yabancı turistlere yönelik ipek eşarplar satılmakta, eskiden ahır olarak kullanılan İç Koza Han yeme-içme amaçlı kullanılmaktadır.
Havlucular Çarşısı
Ulu Cami’nin batısında yer alan bugün Havlucular Çarşısı olarak bilinen alan, tarihte Köfüncüler Çarşısı olarak nitelendirilmektedir. Yapılan restorasyon çalışmaları ile, çarşının üzeri kapatılarak ziyaretçilere daha rahat bir alışveriş imkanı sunmaktadır.
Ulu Camii
Yirmi kubbeli yapı, Türkiye’deki iç cemaat yeri en geniş camidir. Caminin iç mekanında, tepesi açık bir kubbenin altında bulunan şadırvan, Ulu Cami’nin dikkat çekici özelliklerindendir. Cami, 1855 yılı büyük depreminde büyük hasar gördü. On sekiz kubbesi çöken caminin sadece batı minaresinin dibindeki kubbe ile mihrap önü kubbesi ayakta kalabildi.
Depremden sonra esaslı bir tamir gördü. Bu dönemde Sultan Abdülmecid’in emri ile İstanbul’dan gönderilen ünlü hattatlar camideki büyük yazıları elden geçirdiler. Ayrıca yeni hüsn-ü hatlar da ilâve edildi.
1889 yılında çıkan bir yangında minarelerin ahşap olan külahları yanmış, sonrasında kâgir olarak yeniden yapılmıştır.
Dikdörtgen planlı cami yaklaşık 5000 metrekare boyutlarında olup 20 kubbe ile örtülüdür. Sekizgen kasnaklara oturan kubbeler mihrap duvarına dik beş sıra halinde dizilmiştir. Kasnaklar mihrap ekseni üzerindekiler en yüksek olmak üzere yanlara doğru gidildikçe her sırada daha alçak düzenlenmiştir.
Ulu Cami minberine bazı gizemler atfedilmiştir. 1980 yılında minberin doğu yönündeki geometrik kompozisyonun güneş ve etrafındaki gezegenlere simgelediği; aralarındaki uzaklıkların gerçek uzantıları ile orantılı olduğu; batı yönündeki kompozisyonun ise galaksi sistemini simgelediği iddia edilmiştir.
Sultan Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmiş olan Bursa Ulu camisin de dikkat çeken en önemli sırların başında cami de ki vav harfi yer alıyor. Vav harfinin uç kısmında lale motifi bulunuyor. Üstelik vav harfinin ön kısmında ise eski dönem de Hızır AS. Namaz kılmış olduğu bölüm yer alıyor. Fakat vav harfine el sürmek, dokunmak ya da bayanların başörtülerini vav harfine değdirmeye çalışması da dinimiz bakımından onaylanmayan ve ters düşen durumların başında yer alıyor.
Yazının sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Değerli yorumlarınızı hem aşağıdaki kısımdan ücretsiz olarak belirtmeyi sakın unutmayın. Serinin sonraki yazılarında ve diğer yazılarımda görüşmek üzere.
Bursa bana yakın zaman zaman giderim arkadaşlarımı görüp gelirim. Tarihi açıdan önemli bir yer gezilecek görülecek çok yerleri var ancak kaybolmamak elde değil son zamanlarda çok büyüdü. :)
YanıtlaSil